Bu Kitap mı İnsanlığa Mutluluk Verecek? Ya da İncillerdeki Çelişkiler Neyi 'Müjde'liyor?

Papalığın ve misyonerlerin, bugün -internet imkanları dahil- her türlü fırsatı değerlendirerek, yegane kurtarıcı 'müjde' diye kendisine imana çağırdıkları 'Kutsal Kitap İncil(ler)'in acaiplik ve çelişkiler yumağı olduğunu belgeleriyle ispatlayınca, kendinizi tutamayacak ve; 'Bu kitap mı, insanlığa huzur ve mutluluk getirecekmiş!..' diyeceksiniz.

İncillerdeki acaiplik ve çelişkilerin; akl-ı selime, tarihi gerçeklere ve gerçek vahye tamamen aykırı olduğu apaçık görülmektedir. Nasıl mı? İşte ispatı:

A-İncillerdeki Acaipliklerden Bazıları

*Allah Kelamı mı; Beşer Uydurması mı? / Tamam mı; Eksik mi?

Yuhanna: 21/25 :
"İsa'nın yaptığı başka çok şeyler daha vardır; eğer birer birer yazılmış olsalar, yazılan kitaplar dünyaya bile sığmazdı sanırım."
Bu ifadelerin Allah'a ait olduğunu söylemenin imkanı yoktur. Çünkü Yuhanna'nın sözü olduğu açıkça bellidir. Bu sözden, İncil'in tamamen Yuhanna tarafından kaleme alındığı anlaşılmıyor mu? Ve bu sözler, İncil'in(İsa'nın gerçekdışı hayatının) eksik bırakıldığının açık bir tescili değil midir? Allah, Hz.İsa(a.s.)'a İncil adında bir kutsal kitap göndermişse(ki şüphesiz göndermiştir) o yüce kitabın aslı nerededir?..

Bugünkü mevcut İncillerin İsa(a.s.)'dan sonra kaleme alındığı tarihi bir hakikattir. İnciller, İsa'dan sonra(M.S.) 40-100 yılları arasında yazılmıştır. İsa(a.s.)'ın konuştuğu Aramice dilinde olması gereken İncil mevcut değildir. En eski İncil nüshası Yunanca'dır. İsa(a.s.)'a, konuşmadığı ve anlamadığı bir dilde vahy gönderilemeyeceğine göre; demek ki, İncil'in aslı değiştirilmiş ve kaybolmuştur. İsa(a.s.)'dan sonra yazılan ve birbirini tutmayan onlarca İncil nüshasından yine birbirleriyle çelişen dört İncil'in(Matta, Markos, Luka, Yuhanna)tercih edilmesi de, tek olan İncil'in mevcudiyetini yitirdiğinin açık delili değil midir?..

*İlk Mucize; Suyu Şarap Yapmak mı? / Ya da İncil Tanrısının Hesabı Kıt mı?

Yuhanna: 2/6-9,11:
"Yahudilerin tathirat adeti üzere,orada herbiri, iki veya üç metriti alır altı taş küp vardı. / İsa, hizmetçilerine dedi: 'Küpleri su ile doldurun'. Onları ağızlarına kadar doldurdular. / Ve hizmetçilere dedi: 'Şimdi çıkarıp ziyafet reisine götürün'. Onlar da götürdüler / Ziyafet reisi, şarap olmuş suyu tattığı zaman, onun nereden olduğunu bilmiyordu.../ Kendi alametlerinin bu başlangıcını İsa, Galile'nin Kana şehrinde yaptı; ve izzetini gösterdi; şakirtleri de ona iman ettiler."

Peygamberin(İncillere göre; Tanrı İsa'nın) görevi; güzel ve faydalı olanı ortaya koymak, insanları doğru olana yönlendirmek değil midir? Peki, faydalı olan suyu, sarhoş edici ve zararlı olan bir şarap haline sokmanın anlamı ne? Üstelik bunu kutsal bir alamet(mucize) olarak ortaya koymak!..

Yukarıdaki cümleler, Tanrı kelamı(veya Tanrı'nın ilhamıyla) ise; İncil Tanrısının hesabının kıt olduğu anlaşılmıyor mu?..'Herbiri iki veya üç metriti(ölçek)' ifadesi bir tahmindir. Tahmin doğru çıkmayabilir de. Yani İncil'in Tanrısı, kesin konuşamıyor; deme ki, yanılabilir!.. Zan üzere konuşan, kesin hükümler ortaya koyamayan bir varlığın 'tanrı'lığından söz edilebilir mi?

*Huzur ve Barışa Kılıç Çeken Ayrılıkçı ve Câni-Sadist Bir Tanrı mı!..

Matta: 10/34:
"Yeryüzüne selamet getirmeye geldim, sanmayın; ben selamet değil, kılıç getirmeye geldim..." Luka: 12/49,51,53: "Ben dünyaya ateş atmağa geldim. Şimdiden tutuşmuş ise daha ne isterim...Dünyaya selamet getirmeye mi geldim, sanıyorsunuz? Size derim ki: Hayır; fakat daha doğrusu, ayrılık getirmeğe geldim!" Luka: 19/27: "Lakin üzerlerine kral olmamı istemeyen o düşmanlarımı buraya getirin ve önümde öldürün!"

Bugünkü Hırıstiyanlık inancına göre İsa; 'Tanrı'nın oğlu' ve aynı zamanda ulûhiyet vasfı taşıyan bir 'tanrı'dır. Bugünkü İncillerdeki İsa'nın, elinde kılıç ve ateş, yeryüzündeki huzur ve barışın yok olması için görevli ayrılıkçı birisi olduğu anlaşılıyor. Dahası var; aynı İsa, krallığını kabul etmeyen düşmanlarının, gözlerinin önünde öldürülmesinden zevk duyan câni bir sadist!..

Bütün bunlar; sevgiden, barıştan, hoşgörüden, diyalogdan dem vuran bir dinin tanrısına yakışıyor mu? Ne dersiniz?!.

( "Allah katında tek din/Âl-i İmran:19,85" olan İslam'ın, hem kelime hem de ıtılahtaki anlamı; 'huzur, barış ve esenlik'tir. Allah'ın güzel isimlerinden olan 'Selam'; 'selamet, barış ve esenlik veren' anlamındadır. Allah'ın 'Mü'min' ismi de; 'emniyet ve güven veren' demektir.

Ayrılıkçılığa karşı Kur'an'ın şu mesajları ne kadar anlamlıdır!: "Ve topluca Allah'ın ipine yapışın; ayrılmayın/Âl-i İmran:103"; "Muhakkak mü'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki, size rahmet edilsin/Hucurât:10".

Ve Son Peygamber Hz. Muhammed-Mustafa-s.a.v.- in, Taif dönüşü kendini taşlatıp ayaklarını kanlar içerisinde bırakanlara karşı, -Cebrail'in; 'Allah, istersen onları helak edecek!..' teklifi üzerine-; "Hayır, onların helakini istemiyorum! Belki onların neslinden İslam'a hizmet edecek bir kavim gelir...Allah'ım; onlara hidayet eyle; onlar bilmiyorlar!" mealindeki, insanlık tarihine ebediyyen ışık tutacak mesajı!../ Nitekim, Allah Resûlünün duası kabul olmuş; daha sonra Taif halkı topluca İslam'ı seçip hidayet bulmuşlardı).