a- Bu dillere destan
değişim öncesi sizin aleyhinizde her hangi bir beyanımız oldu mu?
b- Sizi eleştiren, "hoca efendinizi" tenkit eden, suçlayan bir
yazımızı, bir konuşmamızı belgeleye bilir misiniz?
c- Eğer böyle bir yazıyı belgelerseniz, şu ana kadar yaptığımız bütün
haklı eleştirilerden vazgeçeceğiz ve taassup ettiğimizi, sizi kıskandığımız
peşinen kabul edecek ve sizlerden özür dileyeceğiz.
d- Tam aksine, muhterem Prof. Dr. Haydar Baş hocamın yaptığı "Haftanın
Sohbeti" programında bu değişim öncesi, yaptığınız hizmetlerden övgü ile
bahsettiğini benim gibi herkes hatırlamaktadır.
e- Bizler aynı değişim sürecini yaşayan her kese aynı şekilde gereken
ikazlarımızı yapmışız. Değişim öncesi yayın organlarımızda makalelerini
yayınladığımız "çıplak uyarıcı" buna başka bir misaldir.
f- Her iki dönemde de Sahibi ve Genel Yayın Müdürü aynı olan bir gazete bu
denli nasıl değişir, dün kara dediğine daha sonra nasıl ak der? Toplantılarını
takip etmeye müsaade etmedikleri yayın organına daha sonra nasıl özel açıklamalarda
bulunabiliyor? Bunu şaşkınlıkla karşılamak niye suç oluyor ki?
g- Bir dönem ihanetle ve küfürle suçladığınız kişilerle daha sonra
"Amentüde/imanda birliği" nasıl ilan edebiliyorsunuz? Allah için düşünün
ve bir şeyler söyleyin. Bir takım basit ithamlarla bazı şeylerin üstünü örtmeyin.
Önceden yerin dibine batırmaya çalıştığınız bu insanları daha sonra göğe
çıkarma gayretleriniz neyin karşılığı? Öncesi niye öyle, sonrası niye böyle?
Bunun sebep veya sebeplerini açıklamanız gerekirken size Müslüman olarak ikaz
vazifesini yapanlara bir takım basit ithamlarda bulunmaya kalkışmanız niye?
Sizi kimse kıskanmıyor, sadece acıyor!.
(Yeni Mesaj, Müslüm Karabacak,17 Mayıs 2000)
|